Cennet ile Cehennem arasındaki savaş tüm hızıyla devam etmektedir. Dolaylı bir tercihle Cehennem saflarına dahil olan kahramanımız bir yandan Cehennemdeki rütbesini yükseltmeye çalışırken, diğer yandan rehberlik görevini suistimal ederek Dünya'daki arayışına devam eder. Aradığı şeyi bulması halinde diğer taraftaki tüm dengeleri değiştirebilecektir.
Genre: FICTION / Fantasy / GeneralKoridordan taşacakmış gibi duran askerlerin eşliğinde yürümeye başladık. Bir üst kata çıktık. Dün hınca hınç dolu olan günah meskenlerinin çoğu kapalıydı. “Nerede bu millet?” diye sordum. Biraz sabretmemi söyledi. Koridorları aşıp, katları tırmandıkça başkalarını gördüm. Bir süre sonra, binlerce kişi tek bir yöne yığılmıştı. Benim katımdaydık. Binlerce iblisi bir arada görüyordum. Bir yandan da o koridorlara o kadar iblisin sığmaması gerektiğini düşünüyordum. Sonra, anlamaya çalışmayı bıraktım ve kabullendim. Kapısında “Şeytan” yazan kapıya vardık. “Şeytan’ın, Cehennemin en dibinde olacağını düşünmüştüm,” dedim. Şeytanın her katta bir odası bulunduğunu ve hepsinin birbirine bağlandığını söyledi Paul. Üstelik o odalardan Cehennemin başka bölümlerine de ulaşılıyordu; azap odalarından ve amaçsız koridorlardan daha fazlasına.
Birkaç mobilya haricinde Şeytanın odası, benimkinden farksızdı. Yontulmamış dal parçalarının ipliklerle kenetlenmesiyle üretilmişti mobilyalar. Tanıdık birini görmüş gibiydim. Sormaya gerek görmedim, kesinlikle Araftaki ağaçlara aitti bu dallar. Bir makam masası, bir makam koltuğu, iki de sandalye vardı. Makam koltuğunda, Paul’dan daha kızıl bir ten rengine ve çok daha karanlık bakışlara sahip biri oturuyordu. Gülümsüyordu, ama içinden lanet okuyor da olabilirdi. Girdiğimiz kapının karşısında kalan duvarda birden fazla kapı vardı.
Language | Status |
---|---|
English
|
Already translated.
Translated by Ana Maria Günsel
|