İnsanlığın yaratılacağını öğrendiğinde itiraz etmiş, bir hücreye atılmıştı. Ve bir gün hücresinden kaçmayı başardı. Sonsuza dek kaçamayacağını, hatta kısa sürede yakalanacağını biliyordu. Kısıtlı zamanını, hücreye atılmasına sebep olan yaratıkları ziyaret ederek değerlendirmeye karar verdi. Yakalanmadan önce biraz eğlenecekti sadece, ama gelişen olaylar işi bambaşka bir boyuta taşıdı...
Genre: FICTION / Fantasy / General"Şövalyeleri düşün mesela. Zayıfı korumak için illa diz üstüne çökmen, kral ya da kraliçe tarafından omuzlarına kılıç dokundurulması ve senin de yemin etmen mi gerekiyor? Bir şövalye gibi davranmak için önünde hiçbir engel olmadığı halde sırf biri seni şövalye ilan etmediği için bundan vaz mı geçiyorsun? Belki de içten içe bildiğin üzere amacın bu değil. Peki, istediğin şey zayıfı korumak değil de şov yapmak ise neden bunu kabul etmemekte bu kadar inat ediyorsun?”
“Ne anlatıyorsun Tanrı aşkına. Şövalye çağı geçip gideli çok oldu,” dedi Şahit.
Yine bir konu saptırma denemesi… Somut gerçeği kabullenmek yerine soyut örneği gerçek kabul edip aynı saniyede somut olmadığından şikâyet etmek; insanoğluna özgü bir davranıştı herhalde. Oyunu sürdürdü Diğeri. “Artık zayıfları korumaya gerek yok mu diyorsun yani?”
“Hayır, ama… Konumuzun bununla ne alakası var?”
“Peki, zayıfları koruyor musun?”
“Evet, yani bazen, imkânım olduğunda, bilemiyorum… Konumuzla ne alakası var gerçekten?”
“Aradaki bağlantıyı çözdüğün zaman, sorunun yanıtını da alacaksın bence. Neyse, şimdilik gezimize devam edelim.”
Language | Status |
---|---|
English
|
Translation in progress.
Translated by Ilkin Telli
|